Prof. Dr. Kazım Uysal’ın Büyük Zaferin 100. Yılı Anısına Ulusal Öğrenci Sempozyumu Açılış Konuşması

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde Büyük Zafer’in 100. Yılı Anısına Ulusal Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu için Rektörümüz Prof. Dr. Kâzım Uysal, video yoluyla düşüncelerini aktardı.

DPÜ Rektörü Prof. Dr. Kâzım Uysal Büyük Zafer’in 100. Yılı Anısına Ulusal Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu için video yoluyla düşüncelerini aktardı.

Rektörümüz Uysal düşüncelerini şu sözlerle ifade etti:

Çok değerli katılımcılar, sevgili gençler ‘Büyük Zafer’in 100. Yılı Anısına Ulusal Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu’na hoş geldiniz. Tüm katılımcıları saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Sevgili gençler, tam yüz yıl önce 1922 yılında öz yurdumuzda özellikle Dumlupınar İlçemizde çok çetin bir kurtuluş mücadelesi verdik. Millet olarak yok olmanın eşiğinden döndük. Bilindiği gibi uzun süren savaşlar neticesi Cihan hakimiyeti olan Devlet-i Aliye’mizin elinde sadece Anadolu kalmıştı. Zayıflamamızı fırsat bilen ve iştahı kabaran Yunanlar öz yurdumuz Anadolu’ya da göz dikmişler ve Kütahya’ya kadar ilerlemişlerdi. Sömürgeci devletlerin maşası olan insanlıktan ve insaftan mahrum Yunanlar masum halkımıza olmadık zulümler yapıyorlardı. Çocukları, yaşlıları ve kadınları acımasızca öldürüyorlar, girdikleri yerleşim yerlerini yakıp yıkıyorlardı. Tüm dünya aziz milletimizin tarih sahnesinden silinip yok olacağına, Anadolu’dan sürülüp atılacağına inanmış ve Yunan’ı da maşa olarak sahaya sürmüştü. Değerli gençler, Türk milleti tarih boyunca esaret altında yaşamamış, özgürlük ve bağımsızlığından ödün vermemiştir. Vatanı, bayrağı, ezanı ve namusu uğruna savaşmayı ibadet, ölmeyi şehadet olarak görmüştür. Yunanlıların İzmir’i işkâl edip Kütahya’ya kadar geldiği 1922 yılında Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları kesin kararlıydı. Ne pahasına olursa olsun aziz milletimiz bu zilletten kurtarılacak, Yunanlara tarihi bir ders verilecekti. Bu halde yaşamaktansa kahramanca savaşıp ölmek daha iyiydi. Ordumuzu peygamber ocağı gören şanlı komutan ve askerlerimiz savaşarak izzetle ölmeyi vatanı işkâl edilmiş, mukaddesatına el uzatılmış, özgürlüğü kısıtlanmış bir vaziyette zillet içinde yaşamaya tercih ettiler. Yunana tarihi bir ders vermek için planlar yaptılar ve fırsat kolladılar. Azim ve kararlılık netice verdi. Mustafa Kemal Paşa komutasındaki kahraman askerlerimiz tam 100 yıl önce güzel ilimiz Kütahya’mızın Dumlupınar ilçesinde tarihte eşine az rastlanır bir kahramanlık destanı yazdılar. ‘Anadolu sonsuza kadar bizimdir, gitmiyoruz!’ diye tarihe imza attılar.

Sevgili gençler, Şanlı Türk ordusunun zaferiyle neticelenen Büyük Taarruz’un son safhası, tarihe 'Başkomutanlık Meydan Muharebesi' olarak geçti. Büyük Taarruz ile Yunan ordusu tarihi bir hezimet yaşadı ve uzun süre toparlanamayacak şekilde imha edildi. Büyük zafer, Türk topraklarının işgal kuvvetlerinden tamamen temizlenmesini sağladı. “Anadolu işgal edilemez” düşüncesi tescillendi. Türk milletinin esir edilemez bir millet olduğu yeniden ispatlandı. Türk’ün topyekün “asker millet” olduğu bir kez daha teyit edildi.  Askeri güçle kabul ettirilmek istenen Sevr Anlaşması, muharebe sahasında yırtılmış oldu. Lozan Barış Anlaşması'nın yapılmasını sağladı. Türkiye Misak-ı Millî'nin coğrafi hedeflerine ulaştı. Cennet vatanımızda yaşamamıza vesile olan tüm şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyetler diliyoruz. Minnet ve şükranlarımızı ifade ediyoruz.

Sevgili gençler, bize düşen en önemli görev ecdadımızın cephede kazandığı zaferleri bilim, teknoloji, sanat ve sporla taçlandırmaktır. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi olarak Dumlupınar Zaferi’nin yüzüncü yılına büyük önem verdik. Yüzüncü yıl anısına ve şerefine çok sayıda kongre, panel, konferans ve yarışma etkinlikleri yaptık. İlk defa Zafer bilim şenliği ve proje pazarı düzenledik. DPÜ, Büyük Zaferin 100. Yılına yakışır bir doluluk oranına ulaştı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi doluluk oranı bu anlamlı yılda %100’ün üzerine çıktı. Toplam öğrenci sayımız 50 bine yaklaştı. Öğrenci sayısındaki artışla birlikte eğitim kalitesini de arttırıyor ve DPÜ’yü dünya markası bir üniversite yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve akademisyenlerimiz çok önemli başarılara imza atıyor. Mesela bu yıl ilk defa bu kadar fazla takımla ve öğrenci ile (tam 33 takımla ve 1000 den fala öğrenci ile) dünyanın en büyük teknoloji ve havacılık festivali olan TEKNOFEST’e katıldık. İlk defa bu kadar fazla takımımız (14 takım) finale kaldı. İlk defa 2022 TEKNOFEST Uluslararası Serbest Görev İHA yarışlarında birinci olduk. Bu başarıyı yüzlerce ulusal ve uluslararası takımla yarışarak elde ettik. Onlarca çok iyi teknik üniversite ile yarışarak kazandık. Şanlı zaferin 100. Yılında DPÜ, her zamankinden daha güçlü. Onlarca ülkeden binlerce yabancı uyruklu öğrencimiz var. DPÜ, artık uluslararası bir üniversite. ERASMUS programı kapsamında öğrenci ve öğretim üyesi hareketliği için en yüksek hibe desteği alan 3. Devlet üniversitesi olduk. Artık hem öğrencilerimiz hem de akademisyenlerimiz daha çok yurtdışına gidecekler ve üniversitemizi temsil edecekler. Uluslararası projelere imza atacaklar ve ortak çalışma imkânları bulacaklar. Üniversitemiz’in sunduğu Brüksel merkezli Avrupa Birliği projelerinden iki tanesi kabül edildi. DPÜ, tarihinde ilk defa hem de iki tane Bürüksel merkezli Avrupa Birliği projesi kazanmış oldu. Üniversitemizin marka değerini arttırmak, daha çok tercih edilen ve kaliteli bir eğitim kurumu yapmak, ‘Dumlupınar’ isminin hakkını vermek ancak hep birlikte çalışmakla mümkündür.

Sevgili gençler, büyük zaferle kazanılan büyük başarının devam ettirilebilmesi mukaddesatımıza, kutsal değerlerimize ve tarihimize sahip çıkmakla mümkündür. Şu gerçeği çok iyi bilin; kurtuluş savaşı, istiklal savaşı bitmemiştir. Lakin düşman savaş taktiğini ve metodunu değiştirmiştir. Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim diyen ve vatanı için canını hiçe sayan kahraman milletimizle meydanlarda baş edemeyeceklerini anladılar. Metot değiştirip sinsi ve şeytani yöntemlere başvurdular. Tarih bize gösterdi ki bu topraklarda yaşamanın bedeli vardır ve bedelini ödersek ayakta kalabiliriz. Çankkale’de ödedik. Dumlupınar’da ödedik. 15 Temmuz’da ödedik. Ödemeye de devam edeceğiz.

Sevgili gençler, biz ölümü yokluk değil, ayrılık değil, ebedi hayatın, ebedi saadetin başlangıcı biliriz. Dostlardan ayrılık değil, dostlara kavuşmak biliriz. Biz, vatan için şehit olmayı en üstün mertebe sayarız. Peygamberlerden sonra gelen en yüksek makam biliriz. Bu vatanda yaşamamızın sebebi, aziz şehitlerimizdir. Bundan dolayı bizim yaptığımız her şeyden, her sevaptan onlar da hissedardır. Bundan dolayı makamları büyüktür ve yetişilmez. Onlar canlarını ortaya koymasaydı o gün şehit olmasalardı bugün bizim ne vatanımız ne özgürlüğümüz ne de hayatımız olurdu. Aziz milletimizin en önemli hasleti budur. ‘Ölürsem şehit, kalırsam gaziyim’ der ve ölümün yüzüne gülerek bakar. İşte Şanlı Türk Milletinin eşsiz cesareti ve kahramanlığı bu duygudan gelir. Büyük Zaferin yüzüncü yılı tüm öğrencilerimize, vatandaşlarımıza ve halkımıza kutlu olsun ve hayırlar getirsin. Rabbim hepimize aziz milletimiz ve köklü devletimiz için çalışma ve üretme azmi ve gayreti versin. Büyük Zaferi’in 100. Seney-i devriyesinde tüm şehitlerimizi tekrar rahmet ve minnetle anıyorum. Büyük Zafer’in 100. Yılı Anısına Ulusal Lisansüstü Öğrenci Sempozyumu’nu düzenleyen başta Lisan Üstü Eğitim Enstitüsü Sayın müdürü ve çalışma arkadaşlarına, bildirileri ile destek veren sevgili öğrencilerimize teşekkür ediyorum. Sempozyumun verimli geçmesini ve hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Haberi Paylaş

Basın Yayın Halkla İlişkiler - 24 Ekim 2022, Pazartesi / 709 defa okundu.

Etiketler : dpü, kütahya, kütahya dumlupınar üniversitesi,

Bu Kategorideki Diğer Haberler