15 Temmuz ve Yeni Türkiye
Küresel Araştırma Düşünce Merkezi (GRTC) tarafından düzenlenen 15 Temmuz ve Yeni Türkiye Konferansı’na konuşmacı olarak AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk katıldı. Üniversitemizde gerçekleşen konferansa katılım yoğundu.
Konferansta konuşan Milletvekili Metin Külünk şunları söyledi: “15 Temmuz, Habil ile Kabil’in mücadelesidir. 15 Temmuz, Hz. Âdem’in yaratılışına itiraz eden şeytanın çocuklarıyla Hz. Âdem arasındaki mücadeledir. Hz. Adem’in çocuklarıyla şeytanın çocukları arasındaki mücadeledir. 15 Temmuz Çanakkale hesaplaşmasıdır. Lozan’dan, Kıbrıs Barış harekâtından sonra halkın devletiyle bütünleşerek bağımsızlığına sahip çıkmasıdır.”
FETÖ ile mücadelede yapmış olduğu çalışmalardan ötürü Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören’e teşekkür eden Metin Külünk şunları söyledi: “Üniversitede vermiş olduğu mücadeleden dolayı millet onun arkasındadır. Rektörümüzün mücadelesinde Kütahya sahip çıkmalıdır. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. Yoksa millet bunun hesabını sorar. Rektör hocamızın bu konudaki duruşu son derece değerlidir.”
Türkiye’nin üzerinde oynanan kirli oyunların ve hainliklerin bir kez daha gözler önüne serildiğini ve 15 Temmuz gecesi yaşananları, milletin kahramanlığının yanı sıra darbe girişiminde bulunanların hainliklerinin hiçbir zaman unutulamayacağını vurgulayan Metin Külünk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ile olayların seyrinin nasıl değiştiğini herkesin gördüğünü ifade etti.
15 Temmuz’un İslam’ın son kalesi Türkiye’nin çökertilme girişiminin adı olduğunu kaydeden Metin Külünk sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye halkı, bu topraklarda dini referansı olmayan hiçbir harekete ödün vermemiştir. 15 Temmuz ile İslam’ı tasfiye etmek istediler. Ardından İslam’ın kalesi olan Türkiye’yi çökertmek istediler.
DEAŞ neyse PKK, FETÖ odur. Bu örgütlerin meşruiyetleri birbirlerinden gelir. 15 Temmuzlardan sıyrılıp çıkmamızın en önemli unsuru, Türkiye’nin siyasal sisteminde yerli ve milli bir modelinin olmasıdır. Onun adı da başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemi, 15 Temmuz’da sokaklar üzerinden devleti sahiplenme biçimimizin siyasal sistem olarak yerli ve milli dönüşümüdür. Kirli akıl yıllarca parlamenter sistem üzerinden ülkemizi kontrol etmiştir”
