Bilginin İslamileştirilmesi Konferansı

Rehber Öğrenci Topluluğumuz tarafından, konuşmacı olarak İlahiyat Fakültemiz Tasavvuf Tarihi Öğretim Üyemiz Yrd. Doç. Dr. Selami Erdoğan ve Araştırmacı Yazar Abdulkadir Turan’ın katıldığı Bilginin İslamileştirilmesi Konferansı düzenlendi.

Gerçekleşen konferansta Abdülkadir Turan şunları söyledi: “Kendi kültürümüzden, dinimizden önemli, büyük isimlerinden örnek verdiğimizde, kaynak gösterdiğimizde, ilgi çekmiyor. Ancak bir batılıyı şahit gösterdiğimizde ilgi artıyor. Bunu ben yadırgıyorum. Bilgi konusunda İslam dini, bilgiyi çok önemsemiştir.

Bilgi konusunda, bilginin her alanında büyük otoriteye sahibiyiz. Bu bilgi bizde sistemlidir. Kaynağa dayanır. Bilginin geçmişi hakkında sistematik verilere sahibiz. Cahilden iyi Müslüman çıkmaz. Onun için bilgi ile ilişkimizi yeniden inşa etmeliyiz. Allah insanı yaratırken “bilgi” kavramını insanın fıtratına yerleştirmiştir. Bundandır ki insan merak eder, öğrenmek ister. Ayrıca İslam Dini, Kur’an-ı Kerim’in en büyük mucizelerinden “Oku” emrine sahiptir. Yani Müslümanlara bilgilenmek, bilgiyi araştırmak, emredilmiştir. Batının bilgisi filozofiktir. İslam’ın bilgi anlayışı farklıdır. Batının bilgisinde söz ile eylem farklıdır. İslam da bilgi ve eylem tutarlıdır. İslam’daki bilgini kaynağı Allah’tır. Allah Hz. Adem ile bilgiyi öğretti. Bilginin kaynağı Allah’tır. Allah okumayı emretmiştir. “Bilenle bilmeyen bir olmaz” emri bilgi ile İslam’ın ilişkisini açıklamaktadır.”

İlahiyat Fakültemiz Tasavvuf Tarihi Öğretim Üyemiz Yrd. Doç. Dr. Selami Erdoğan özetle şunları belirtmiştir: “Bilgi, değer yargılarımızı, tercihlerimizi ve en sonunda eylemlerimizi etkilemekte, değiştirmektedir. Bilgi serüveni Hz. Adem’e kadar dayanmaktadır. İnsan var olduğu günden itibaren hakikati bilgiyi araştırmıştır. Mevcut olan nedir, varlık nedir? Bunu aramıştır. Ayrıca bilginin dışında Malum’u da aramıştır. Duygularımız, hislerimizi biliriz ancak somutlaştıramayız, tam ifade edemeyiz. Bunun ifadesi için çabalar insan. Hz. Adem fıtratında bilgiyle dünyaya geldi. Bilgi, somut bilgi ile vahiy bilgiyle meydana gelir. Böylece bilgi bütünleşmesi ile hakikat meydana gelir. Ayrıca bilgi şahit olduğumuz alemi ve gaybi alemi içermektedir.

Bilginin içinde Kur’an ayetleri, insanların dünyadan öğrendiği bilgiler, biyolojik bünyeden öğrenilen bilgiler, tarihsel bilgiler, modern bilimlerden öğrenilen bilgiler vardır. Bilginin bozulmasına neden olan en önemli etken şehadet alemi ve gaybi alem arasındaki ilginin kopartılmasıdır. Dini bilgilerin ve dünyevi bilgilerin bozulmasıyla bilgi bozulmuştur. Din bilgileri yanlış yazmalarla bozulmuştur. Böylece büyü ve mitoloji doğmuştur. Ayrıca dünyevileşme ile de bilgi bozulmaktadır.

Çoğunluğu doğru olan bilimsel bilgiler, doğru olmayan teoriler üzerinde yorumlanmaktadır. Yani genetik biliminden elde edilen doğru bilgileri, "insanın ruhani yanı olmadığı" yönündeki bir yanlış teorinin üzerine inşa ediliyor. Bu yüzden modern bilimlere ait kesin bilgiler, İslami dünya görüşü üzerine yorumlanmalı ve bu yorum üzerine bir eğitim sistemi geliştirilmelidir.”

Haberi Paylaş

Basın Yayın Halkla İlişkiler - 30 Kasım 2015, Pazartesi / 2047 defa okundu.

Etiketler : dpü,

Bu Kategorideki Diğer Haberler