DPÜ’de Pozitif Ayrımcılık Bağlamında Kadın Hakları Paneli
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Aile ve Toplum Hizmetleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (DPÜ ATHUM) tarafından çevrim içi ortamda Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla Pozitif Ayrımcılık Bağlamında Kadın Hakları Paneli düzenlendi.
Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde Pozitif Ayrımcılık Bağlamında Kadın Hakları başlıklı panel düzenlendi.
Aile ve Toplum Hizmetleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATHUM) tarafından çevrim içi olarak gerçekleştirilen panelin öncesinde Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Hasan Göçmez ve DPÜ ATHUM Müdürümüz Dr. Öğr. Üyesi Tijen Tülübaş, açılış konuşmalarını gerçekleştirdiler.
Prof. Dr. Hasan Göçmez yeni kurulmuş olan uygulama ve araştırma merkezlerinden biri olan DPÜ ATHUM hakkında bilgi vererek, merkezin kuruluşunu üniversite yönetimi olarak çok önemsediklerini, aile ve toplum konulu çalışmaları ile üniversitenin toplumsal sorunlara önemli katkılar sunacağına inandıklarını vurguladı. Kadın hakları konusunu gündeme getiren bu panelin merkezin ilk etkinliği olduğunu belirten Prof. Dr. Göçmez, katılımcı ve dinleyicilere panele katılımlarından dolayı teşekkürlerini iletti.
Dr. Öğr. Üyesi Tijen Tülübaş ise 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü ile ilgili bilgiler verdiği konuşmasında, dünya çapında ilk kadın hakları bildirgesinin yayınlanması ile kutlanmaya başlayan bu günün Türk kadınları için özel bir anlamı olduğunu belirtti. Türk kadınlarının 5 Aralık 1934 yılında kabul edilen kanun ile milletvekili seçme-seçilme hakkını elde ettiklerini de anımsatan Dr. Öğr. Üyesi Tülübaş, “Kadın hakkı meselesi, bir insan hakları meselesidir ve sosyal adaletin gereğidir. Toplumların bu konuda bilinçlendirilmesi, eğitilmesi ve farkındalığının artırılması kadın haklarına yönelik düzenlemelerin hayata geçirilmesi açısından oldukça gereklidir” dedi.
“KADINLAR BİR GRUP DEĞİL BİREY OLARAK ELE ALINMALI”
Açılış konuşmalarının ardından DPÜ ATHUM Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Çınar Kaya’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele geçildi.
Panelde ilk sözü alan Doç. Dr. Fatih Kırışık, ‘İnsan Hakları ve Eşitlik İlkesi Açısından Pozitif Ayrımcılık’ başlıklı konuşmasında Anayasa’nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine değinerek bu maddenin devlete dezavantajlı gruplar lehine pozitif ayrımcılık yapma yetkisi verdiğini kaydetti. Kadına yönelik pozitif ayrımcılık sürecinde kadınları bir grup değil bir birey olarak ele almanın önemine dikkat çeken Doç. Dr. Kırışık, her kadının ihtiyaç, istek ve beklentilerinin farklı olabileceğini, yapılacak kapsamlı araştırmalarla bunları karşılayacak düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
“HEM GÖÇMEN HEM DE KADIN OLMAK KESİŞEN BİR AYRIMCILIK YARATIYOR”
Kırışık’tan sonra söz alan Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Hiçdurmaz, ‘Uluslararası Göç Sürecinde Kadın Olmak’ başlıklı konuşmasında, kadınların neden göç ettikleri ya da göç etmeye zorlandıkları, göç süreci ve sonrasında erkeklerden farklı olarak ne gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kaldıklarına ilişkin konularda katılımcılara önemli bilgiler verdi.
Göçmen ve kadın olmanın iki boyutlu bir dezavantaj yaratarak kadınları, kesişen ayrımcılık ile karşı karşıya bıraktığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Hiçdurmaz, kendilerine daha iyi bir hayat kurma hayali ile çıktıkları yolda kadınların taciz, tecavüz, saldırı, suiistimal ve istismar edilme gibi travmatik sorunlarla yüzleşmek zorunda kaldıklarını belirtti.
“TÜRKİYE’DE KADINLAR ŞİDDETİN PEK ÇOK TÜRÜYLE KARŞI KARŞIYA”
Panelde son sözü alan Av. Yılmaz Sukuşu ise ‘6284 Sayılı Kanun’da Kadına Tanınan Haklar’ başlıklı konuşmasında yeni çıkarılmış olan bu kanunun hem kadınlara hem de tüm aile bireylerine ne gibi haklar tanıdığı konusunda bilgilendirmeler yaptı. Türkiye’de kadınların fiziksel şiddet yanında psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddetle karşı karşıya kaldıklarını belirten Av. Yılmaz Sukuşu, bu yeni çıkan kanunla birlikte tüm şiddet türlerine karşı kadını koruyan tedbirlerin getirildiğine dikkat çekti.
Panel, Dr. Öğr. Üyesi Çınar Kaya’nın panelist ve katılımcılara teşekkür etmesinin ardından sona erdi.