DPÜ’de Beraber Yaşama Kültürü Konferansı

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Engelli Öğrenci Birimi tarafından Yusuf Çelebi’nin konuşmacı olarak katıldığı Beraber Yaşama Kültürü başlıklı konferans gerçekleştirildi.

DPÜ Engelli Öğrenci Birimi, Beraber Yaşama Kültürü başlıklı konferans düzenledi.

Konferansa Rektörümüz Prof. Dr. Kâzım Uysal, Eğitim Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. İrfan Terzi, Engelli Öğrenci Birim Koordinatörümüz Necati Yakup Ünallı ile akademik ve idari personellerimizin yanı sıra çok sayıda öğrencimiz de katıldı.

Etkinliğe konuşmacısı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Sağlık Hizmetleri ve Engelliler Daire Başkanlığı Şube Müdürü Yusuf Çelebi, konuşmasında düşüncelerini şöyle dile getirdi:

Konu engelli yaşama kültürü olunca burada birçok konu ortaya geliyor. İlk olarak konu engellilik olduğunda Allah’a havale ediyor ve ‘Kaderimiz bu şekilde yazılmış’ diyerek yani yanlışların tümünü Allah’a havale ediyoruz; Kendimize hiç bakmıyoruz. Gençlerimizle birlikte bu sempozyumu gerçekleştirirken bence engelli nedenlerinden yola çıkarak bu alana gelelim ve bununla birlikte engelliler de çalışabilir mi, evlenebilir mi, iş kurabilir mi, eğitimde payı var mı, bunları bahsedelim diye düşünüyorum.

Öncelikle insanlar dünyaya geldiklerinde birçok eşit haklarla doğarlar ve hiçbir birey birbirinin üstünde değildir. Allah insanları bu dünyada birlikte aynı haklarla yaşasınlar diye yaratmıştır. Bir sarı saçlıyı siyah saçlıya üstün ya da beyaz tenliyi siyah tenliye üstün ya da sağlıklı bir bireyi engelli bir bireye üstün yaratmamıştır.

Engellilik sizlerin de bildiğiniz gibi herhangi uzuv işlevsel durumda olmadığı durumlarda olunmasına engellilik diyoruz. Engellilik hep kader midir? Bence değil. Değerli gençler siz eğitim alırken gençlik yaşarken bir ülkenin dinamik taşları en güzel geleceğisiniz. Eğer sizler düşüncelerinizle bakışlarınızla güzel bakarsınız her şeyi güzel yaparsınız.

İnsanlar önce niçin engelli olur kısmına baktığımız zaman kadere inanmakla birlikte çok kaderci olmayı da kabul etmiyorum. Alkollü ürünler, uyuşturucular kullanıyor ve engelli olmaya ya da olunmasına sebep oluyoruz. Alkol kullanıyoruz araca biniyoruz kaza yapıyoruz ya ölüyor ya da engelli kalıyoruz. Müteahhitler dayanıklı binalar yapmıyor deprem meydana geliyor; İnsanlar ölebiliyor sakat kalabiliyor. Bu bahsettiklerim engelli olmaya engel nedenlerdir. Bütün suçu Allah’a, kadere bağlamamalıyız. Sizler yarın kiminiz mimar, esnaf, siyasetçi olacaksınız ileride böyle durumlar olmaması için çabalamalısınız.

Kiminiz sarışın kiminiz esmer kiminiz beyaz tenlisiniz sarışın olduğunuz zaman birbirinizle birlikte olmaya iletişim kurmaya engel midir? Tabi ki değildir. Aynı şekilde bir engelli de ayrıştırılmamalıdır. Devletler, okullar, ofisler elle gözle yönetilmez akılla yönetilir. Eğer engellilere olanak verilirse onlar da bu görevi üstlenebilir, başarıyla yapabilir.

Burada beraber yaşama kültüründen bahsediyoruz ama bizleri ailemizin bile kabullenemediği anlar oluyor. Biz beraber yaşama kültürünü Kütahya’da, üniversitenizin rektörünüzün yoğun desteği sayesinde başlattık. Siz değerli gençler engelleri ortadan kaldıran bireyler olacaksınız. Yaptığınız binaları işleri yaparken engellileri düşünerek yapmalısınız ki, beraber yaşayabilelim. Engelliler olarak okuyoruz ama kaymakam olamıyoruz, hâkim olamıyoruz, bürokrat olamıyoruz. Hatta önceden kel olan insanlar bile öğretmen olamıyordu. Çünkü öğrencilerin moralini bozduğu düşünülüyordu. O dönemki bakana bu durumun neden böyle olduğunu sorduğumda fiziki erişimi önüme koydular. Bundan 30 yıl öncesiydi. Cumhurbaşkanımız 2020 yılını Erişilebilirlik Yılı ilan etti. Hatta bu konuyla ilgili son günlerde “Engelliler sadaka kültürü değil, hak eksenidir. Onlar da benim gibidir” demişti. Cumhurbaşkanı böyle söyleyince engellilere ve ailelerine cesaret geldi. Bundan önce böyle değildi. Annem eğer kendisi benden önce ölürse bana kimin bakacağı endişesini taşırdı. Allah nasip etti, o bakıma muhtaç engelli kardeşlerimizin birçoğunun bakılmasına ben vesile oldum. O çocuklar bir yerlere geldiler onlarla birlikte ben de bir yerlere geldim. Bugün hayırlı bir haber aldım inşallah bundan sonra engelliler hâkim olabilecekler. İleride engelli hâkimler, doktorlar, kaymakamlar, valiler göreceksiniz ve bu siz gençlerin çabası ve gayretiyle sebep olacak inşallah.

Konuşmasının ardından Çelebi, gelen soruları yanıtladı.

Çelebi'nin ardından konuşan Prof. Dr. Kâzım Uysal ise şöyle konuştu:

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi engelli bireylere sahip çıkan ve farkındalık oluşturan önde gelen eğitim kurumlarından bir tanesidir. DPÜ, bunu sözle değil başarılarla ispat etmiştir. 2019 yılında Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanımızdan Erişilebilir En İyi Eğitim Kurumu olduk. 2020 ve 2021 yılında ise YÖK tarafından düzenlenen erişilebilirlik ödüllerinde birinci olduk. Bununla iftihar ediyoruz. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi erişilebilir, engelliye sahip çıkan, sosyal sorumluluğu yüksek en iyi üniversitelerden bir tanesidir. Sadece fiziki mekânların erişilebilir olmasıyla değil, sosyal etkinlikler, konferanslar, paneller ve dijital materyaller ile de engelli bireyler için çalışmalarımız artarak devam etmektedir. Kısaca, ‘DPÜ engelsiz bir üniversitedir’ diyebiliriz.

Engelli bireylere sahip çıkmak insan olmamızın ve sosyal sorumluluğumuzun bir gereğidir. Bu, insanı diğer canlılardan ayıran en temel özelliktir. Asıl engel ruhlarda, vicdanlarda, kalplerde olan engeldir. Asıl engel fiziksel engeller değildir. Rabbim bir yerden kısıyorsa, bir yerden fazlasını veriyor. Bu sadece insanlarda değil diğer yaratılmışlarda da vardır. Mesela görme engelli birinin zihni, latifeleri ve duyguları daha fazla açılıyor. Diğer dünyada ise Rabbim verdiği engelin mükâfatını fazlası ile veriyor. Yeter ki biz isyan etmeyelim, verilene razı olalım. Bir gözün yoksa iki gözü olmayana bak; İki gözün de yoksa ayakları da olmayana bak. Verilen noktasında daima kendinden aşağıda olanlara bak ve şükret. Bizim medeniyetimizde çok ulvi gayeler için yaşanır. Hayat bunun için sarf edilir. Mesela “Ben milletim için faydalı işler yapacağım ve faydalı olacağım” demeli. Milletin menfaatlerini şahsi menfaatinden üstün tutmalı.  Yusuf Bey bunu ifade etti. “Keşkeleri yapmadığım şeyler için değil, koyduğum hedefler için söylerim ben” dedi. Ulvi gayeler için yaşamak… Keşke milletime daha çok hizmet edebilsem, keşke milletimin daha ileride olabildiğini görebilsem, keşke milletim muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıksa, keşke bu çorbada benim de tuzum olsa... Bakın o zaman hayat anlamlı olur. Bu gayeler uğruna yaşamak çok güzeldir. Hayatı anlamlı yapar, hayatla barışık olmamızı sağlar. Dünya lezzetleri içerisinde lezzetten çok elemler vardır. En sevdiğiniz yemeği, en sevdiğiniz işi bile yapsanız belli bir süre sonra sıkılıyorsunuz.

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi olarak sizlerle beraber daha iyiye daha güzele gideceğiz. Engellilerimize sahip çıkacağız. Üniversitemiz, engellilerin hayatını kolaylaştırmakla değil, engelli bireylere istihdam sağlamakla da açık ara öndedir. Biliyorsunuz bu konu ile ilgili çok önem verdiğim bir SOGEP projemiz var. Engelli kardeşlerimize taş ve gümüşten takı yapma sanatını öğreteceğiz ve engelli kardeşlerimize istihdam sağlayacağız. Bu proje örnek gösterilecek bir projedir. Engelli kardeşlerimizin mutlaka yapabileceği işler vardır. Engelli bireylerin engelsiz bireylerden daha iyi yapabileceği işler vardır. Engel durumuna göre uygun işleri vereceğiz ve bu topluma katma değer ürettiğini hep beraber göreceğiz. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. İnşallah böyle programlarda tekrar görüşürüz.

Etkinlik Uysal'ın, Çelebi'ye hediye sunması ve toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Haberi Paylaş

Basın Yayın Halkla İlişkiler - 05 Kasım 2021, Cuma / 1473 defa okundu.

Bu Kategorideki Diğer Haberler