DPÜ’de Dijital Çağda İnsan Hakları Konuşuldu
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Suat Söylemez’in konuşmacı olduğu Dijital Çağda İnsan Hakları başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı.
Kütahya Dumlupınar Üniversitesinde Dijital Çağda İnsan Hakları başlıklı konferansı düzenlendi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde düzenlenen konferansa Kütahya Belediye Başkan Yardımcısı Ali İhsan Ertaş, Kütahya İl Emniyet Müdür Yardımcısı Adnan Başa ve öğrencilerimiz katıldı.
Etkinlikte konuşan Dr. Öğr. Üyesi Suat Söylemez, konuşmasına "İnsanlık yazının keşfiyle, unutmaya çare bulduğunu savunmuştur. O dönemlerde Mısır yazının keşfini unutmaya çare bulmak için değil kayıt etmek için olduğunu savunmuştur. Günümüzde teknoloji ile gırtlağa kadar bilgiye boğulsak da bilgiyi kullanmak pek de mümkün değildir. Sanayi Devrimi’nin başlattığı etki bile çok önemliyken yapay zekânın etkisinin Sanayi Devrimi’nin üç yüz bin katı olduğunu savunuyorlar. Artık günümüzde yapay zekâ, genetik bilimi ve benzeri şeyler konuşuluyor" ifadelerini kullanarak başladı.
"TEKNOLOJİLER ADETA BİR İLAÇ GİBİ"
Teknolojinin olumlu yanlarıyla beraber olumsuz yanlarının da olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Suat Söylemez, "Robot ameliyatları hastalıklarla mücadelede çok önemli yere geldi. Aynı zamanda güvenlik kameraları, arama kayıtları hayat kurtarıyor ama aynı teknoloji çeşitli örgütler tarafından kötüye de kullanabiliyor. Amazon şirketinin işe alma robotu yüz tanıma sistemi ile kadınlara ayrıcalık yapıyor. Benzer bir sistem Detroit'te suçluyu belirlerken siyahilere karşı ön yargılı davranıyor ama yüz tanıma sistemi ile kayıp 300 çocuk bulundu. Bu teknolojiyi nasıl kullanıldığı ile alakalı. Adeta bir ilaç gibi. Hem iyi hem kötü yanları var. sizi öldürebilir de, iyileştirebilir de" şeklinde konuştu.
Konuyu teknoloji ile insan hakları arasındaki dengeye getiren Dr. Öğr. Üyesi Söylemez, "10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü çok önemli bir gün. İnsan hakları, bir canlının insan olmasından dolayı hukukun sağladığı bazı hak ve özgürlüklere sahip olmasıdır. Günümüzde son yirmi yıldır teknoloji insan hakları ile etkileşime girdi ve bu insan hakları konseyi dijital dünyayı ele aldı" diyerek şöyle devam etti:
İki değer bu teknolojiden fazlasıyla etkilendi. Birincisi ifade özgürlüğüdür. Antik dünyadan itibaren hatta daha eskiden beri düşünmek, kendini ifade etmek insan olmanın kuralıdır. Bilgi edinme ifade özgürlüğü ile birliktedir. Peki, bu kadim ifade özgürlüğüne ne oldu? Cebimizde taşıyoruz. Dünyada 4 milyar insan günlük internet kullanıyor. İnternet ve ifade özgürlüğü anlamında linç kavramları gelişti ve sosyal medya linci diye bir kavram ortaya çıktı. İfade özgürlüğünün korunması ve sınırlandırılması ulus devleti sınırlarını da inşa etti.
"YENİ SÜPER GÜÇLER BÜYÜK İNTERNET SİTELERİ"
Büyük internet şirketlerinin yeni süper güçler olduğunu kaydeden Söylemez, "Google, Facebook gibi şirketler var artık. Sosyal medyanın sahibi artık bu şireketler ve artık. Bu süper güçler, karar alıcı hale geldiler ve hiçbiri denetime tabi değil ve bu adil de değil. Temel olarak baktığımızda kendilerini yarı tanrısal görüyorlar" dedi.
Dünyadaki sansür sistemlerinden de söz eden Söylemez, Başlarda 'Bu internet kaçınılmaz olarak insanları özgürleştirecek, her habere anında ulaşacağız' diye düşünüldü. Çin'in interneti kontrol edebileceğini iddia etmesini 'Jöleyi duvara çivilemeye çalışıyorlar' dendi ama Çin bunu başardı ve muazzam bir sansür sistemi kurdu. Milyarlarca görsel yazı vb. her şeyi tarayıp sansür uygulamayı başardı. Çin neyi sansürlüyor? Orta derece ve yerel yöneticiler eleştirilebilir. ama Çin komünist yönetimine gelince işler değişiyor. Çin, internette sansüre uğratacağı şeyler arasında öncelikli olarak insanları kolektif olarak harekete geçirebilecek şeyleri önceliyor. Bu sansürü yapay zeka ile yapıyorlar, yapay zekâ ve yüz tanıma ile vatandaş puanlama sistemi kullanılıyor.
İKİ SENE SONRASI İÇİN PEK ÇOK SENARYO VAR
"İnternete vazgeçilmez şekilde bağımlıyız ve gözetlenmeyi kabul etmek zorundayız" diyen Söylemez, "Ama bu aletler bizi sürekli gözetlemeye devam ediyor ve bu bilgiler Ticari amaçlar için ve zaman zaman da yasa dışı bir şekilde kullanılıyor. Trump'ın başkan olarak seçildiği ABD'deki başkanlık seçimi döneminde, Facebook'un kişisel bilgileri satıp, yapay zeka ile kişisel bilgileri manipüle ettiği ortaya çıktı. Kişisel bilgilerin bu şekilde hak ve özgürlüklere müdahale edilerek kullanılması önemli bir konu ve bunların denetlenmesi gerekiyor. Ancak bu da ulusal devletin alışkın olduğu bir alan olmadığından denetlemek en azından şimdilik mümkün değil. Bunun için iyi bir teknolojiye sahip olmak ve aynı zamanda kamusal bir mesele olduğu için duyarlı olmamız gerekiyor" diyerek konuyu yeniden insan haklarına getirdi ve şunları kaydetti:
İnsan hakları bu konuda şeffaf, adil ve hesap verebilir olmasını istiyor. Teknolojinin üç adım sonrasını kestiremiyoruz. Anlaşılması korunması çok zor bir alan ve teknoloji çok çok hızlı ilerliyor. İki sene sonra ne olacağı ile ilgili hayalî ve distopik birçok senaryo var. Dünyada telefon bağımlılığını hiç tartışmadık ama şimdi bu bir hastalık ve tedavi ediliyor.
Söylemez sözlerini, "Dünyanın en zenginleri teknoloji şirketleri yoğun bir yatırım var bu devam edecek ve bu bizi etkilemeye devam edecek" diyerek tamamladı ve katılımcılara teşekkür ederek konferansı tamamladı.