DPÜ’de Sevgililer Günü’nde En Sevgili’nin İzinde Paneli

Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi tarafından video konferans yoluyla Sevgililer Günü’nde En Sevgili’nin İzinde paneli düzenledi.

İslami İlimler Fakültemiz, Sevgililer Günü’nde En Sevgili’nin İzinde başlıklı panel düzenledi.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen ve İslami İlimler Fakültemizin Dekanı Prof. Dr. Ali Çelik’in moderatörlüğünü üstlendiği akademisyenlerimiz Doç. Dr. İlhami Günay ve Dr. Öğr. Üyesi Selami Erdoğan’ın konuşmacı olduğu panelin selamlama konuşmasını yapan

Rektörümüz Prof. Dr. Kâzım Uysal, şunları söyledi: 

İnsanlığın dünyevileştiği, gerçek aşkı ve sevgiyi kaybettiği, muhabbetin rüşvetli hâle geldiği günümüzde Sevgililer Günü’nde En Sevgili’nin İzinde panelini oldukça anlamlı buluyorum. Zira günümüz seküler insanının gerçek aşka, rüşvetsiz muhabbete ve en sevgilinin prensiplerine ekmek gibi su gibi ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı bu anlamlı panel etkinliğini düzenleyen muhterem hocalarımı tebrik ediyor en sevgilinin şefaatine ve muhabbetine nail olmalarını niyaz ediyorum. 

İki cihan güneşi, ruhların muallimi, kalplerin efendisi peygamberimiz, bir Müslüman için yaratılmışların en sevgilisidir. Çünkü bize Rabbimizi, varlıkların mahiyetini, hayatın gayesini, insanın makamını ve görevini, ölümün mahiyetini ve hakikatini bildirmiştir. Peygamberimiz, Allah’ın en sevgilisi olduğu gibi inanan insanın da en sevgilisidir. Bir insan için peygamberimizin neden en sevgili olduğunu kısaca ifade etmeye çalışacağım.

“O’NUN NEDEN EN SEVGİLİ OLDUĞUNU ANLATMAYA ÇALIŞACAĞIM”

1. Bize Rabbimizi tanıttığı için O’nu seviyoruz. Rabbimizi O’nunla tanıdık ve sevdik. O olmasaydı kendimizi doğanın eseri ve tesadüflerin sonucu bilecektik. Eseri inceleyecek, eser sahibini göremeyecektik. Sanata bakacak, sanatkârı anlayamayacaktık. Yarattığı eserlere bakarak Rabbimizin varlığını ve sıfatlarını anlattığı için Peygamberimizi seviyoruz. Bizi, bir kâmil insanla veya dünyevi makamı büyük olan bir insanla tanıştıranı severiz. İşte peygamberimizi de bu kâinat sarayının sahibini, ilmi ve kudreti sonsuz Rabbimizi tanıttığı için seviyoruz.

2. Bize, bizi ve görevlerimizi öğrettiği için O’nu seviyoruz. O’nun öğretileri olmasaydı materyalist bakışla kendimizi hayvanlar içinde zannedecek ve sadece dünyevi ihtiyaçlar için yaşadığımızı düşünecektik. Yeryüzünün halifesi ve Allah’ın muhatabı olduğumuzu bilemeyecektik. İşte bizi hayvaniyetten kaldırıp insaniyet koltuğuna oturttuğu ve kulluk görevlerimizi öğrettiği için O’nu seviyoruz. 

3. Bize varlık âleminin yaratılış gayesini öğrettiği için O’nu seviyoruz. Peygamberimizin öğretileri olmasaydı varlık âlemine maddesi ve dünyaya bakan hizmetleri cihetiyle bakacaktık. Dünyanın anlamsız döndüğünü zannedecek, çiçek ve meyveleri maddesi ve nefsimize bakan yönü ile değerlendirecektik. İşte dünyanın musahhar bir memur, çiçeğin manalı bir mektup ve tüm varlıkların önemli vazifeleri olan antika sanat eserleri olduğunu öğrettiği için O’nu seviyoruz.

4. Bizi ve sevdiklerimizi ebedi ayrılıktan kurtardığı için, ölümü ölümsüzlüğe, yokluğu varlığa dönüştürdüğü için O’nu seviyoruz. Peygamberimiz olmasaydı ölümü yokluk ve dostlardan ebedi ayrılık bilecektik. Mesela idam olmayı bekleyen birisine ‘Af edildin, memleketine gideceksin’ denilse ne kadar sevinir ve bu haberi vereni ne kadar sever! İşte peygamberimizi, ‘ölümün idam ve yokluk olmadığı asıl memleketimize götüren bir vasıta olduğu’ haberini verdiği için seviyoruz. 

5. Rabbimiz en çok O’nu sevdiği için O’nu seviyoruz. Rabbimiz kendini tanıtmak, hayatın mana ve gayesini insanlara ders vermek için içimizden O’nu seçmiş. Bu görevi layığı ile yaptığı için de en çok O’nu sevmiş, ‘habibim’ demiş. İşte Rabbimizin en sevgilisi olduğu için Peygamberimizi seviyoruz.

“İNSANLAR GÜNEŞİ UNUTUP ELİNDEKİ AYNAYA ÂŞIK OLDU”

Ra’d suresi 28. ayette ‘Kalpler ancak Allah’ın zikri ile mutmain olur’ buyuruluyor. İnsan kalbi ve ruhu ancak Rabbini bulursa huzur bulur. Kalbindeki sevgi ve muhabbet Allah’a yönelirse mutmain olur. Günümüz insanı güneşi unutmuş, elindeki aynaya âşık olmuş. Tüm ıstırabı da bu yanlışından kaynaklanıyor. Ayna kırılıyor ve ıstırap çekiyor. Evet, ‘Batın-ı kalp ayine-i samettir. O’ndan başkasına razı olamaz’. İtikadımıza göre tüm varlıklardaki güzellikler Rabbimizin güzel isimlerinin yansımalarıdır. Varlıklar ise ilahi isimlerin tezahür ettiği aynalardır. Baharın ve yazın güzelliği, yaprağın ve çiçeğin güzelliği, hayvanın ve insanın güzelliği hepsi ilahi isimlerin yansımasıdır. Rabbimiz kendini tanıtmak ve sevdirmek için varlıkları süslemiş ve güzelleştirmiş. Güzelliğin kaynağını göremeyen insan fanilere bağlanır. Bağlanıp sevdiği güzellikler kaybolunca da ıstırap çeker. Günümüz insanının mutsuzluğu ve hayatla barışık olmaması kısmen bundan kaynaklanıyor. Varlıklar Allah hesabına sevilirse anlamlı olur. Kedersiz ve elemsiz bir muhabbet olur. Günün anlamına binaen bununla ilgili bir misal vermek istiyorum.

İnsan eşini sever, muhabbet eder. Eğer insan eşini sadece dünyevi güzelliği için severse bu sevgi çabuk söner. Çünkü insan gençliğinde güzel olsa da ihtiyarlığında çirkinleşir. Hâlbuki insan, eşini sadece suret güzelliği ile değil ahlak güzelliği ile sevse ve ebedi hayat arkadaşı olduğunu düşünse bu sevgi sönmez, hatta ziyadeleşir. Dünyayı bekleme salonu olarak görürler ve dünya sıkıntılarına beraberce göğüs gererler. Ebedi arkadaşlığın hatırı için hayatın olumsuzluklarına birlikte katlanırlar. İşte eşler birbirlerini Allah adına sever ve bağlanırlarsa gerçek mutluluğa ererler ve fedakârlık yapma erdemini gösterirler.  

Kıymetli misafirler, peygamberimizi sevmenin ölçüsü O’nun sünnetine uymaktır. Yani O’nu örnek almak ve O’nu rehber etmektir. Rabbim cümlemizi Sevgili Peygamberimizin şefaatinden mahrum etmesin. Kalplerimize O’nun sevgi ve muhabbetini yerleştirsin. Amin.’   

KONUŞMACILAR SEVGİ KAVRAMINI ELE ALDI

Doç. Dr. İlhami Günay ise konuşmalarında sevgi kavramının Kur’an’daki anlamları üzerinde durarak, kavramsal çerçevesini çizdi. Sevgi hiyerarşisi hakkında bilgi vererek Allah sevgisi, peygamber sevgisi, Kur’an sevgisinin önemi konusunda bilgiler sundu. En sevgilinin izinde olmanın, itaat kavramıyla doğrudan ilgili olduğunu açıklayarak sevgi-ibadet ilişkisinin önemini anlattı.  
Prof. Dr. Ali Çelik ise, konuşmalarında Cibrîl hadisini açıklayarak hadiste bahsedilen “İman-İslâm ve İhsan” kavramlarıyla “sevgi” kavramı arasındaki ilişkiye temas ederek gerçek sevginin mecazi ve duygusal manada, israf edilen bir sevgi değil, ilâhî manalar içeren ve sadece Allah ve Resulüne tahsis edilmesi gereken yüce bir duygu olduğunu belirtti. 
Bu konuda İslâm tarihinden (sahabe-i kirâm ve selef-i sâlihinden) örnekler veren Prof. Dr. Çelik, Peygamber sevgisine ulaşmak için, önce o konuda ilgi sahibi, sonra bilgi sahibi olmanın önemli olduğunu belirterek bu konudaki bilgilerimizi daima canlı tutmamız, hayatımızın her noktasında sünnetin izlerinin aranması gerektiğini söyledi.

Dr. Öğr. Üyesi Selâmi Erdoğan da sevgi kavramına tasavvuf felsefesi açından farklı bir açılım getirerek sevgi kavramının fıtrat kavramıyla olan yakın ilişkisini açıkladı. Daha sonra da tasavvuf büyüklerinin sözlerinden örnekler vererek Allah ve Peygamber sevgisinde aslolanın ittibâ olduğunu,  en sevgilinin izinde olmanın Peygamber (s.a.v)’in sünnetine uymaktan geçtiğine vurgu yaptı.

Sevgililer Gününde En Sevgili’nin İzinde başlıklı panel, Hz. Muhammed’e salât ve selâm getirilerek O’nun izinde olmak, muhabbetine lâyık olabilmek duasıyla sona erdi.

Haberi Paylaş

Basın Yayın Halkla İlişkiler - 16 Şubat 2021, Salı / 1286 defa okundu.

Etiketler : dpü, kütahya, dpü hisarcık meslek yüksekokulu,

Bu Kategorideki Diğer Haberler