güncel

Üniversitemizde, baharın gelişini müjdeleyen Nevruz Bayramı kutlandı. Nevruz kutlamalarına Kütahya protokolü, Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören, Üniversitemiz akademik ve idari personeli ile çok sayıda öğrencimiz katıldı.

Tarih Bölümü Öğrencilerimizden Kadir Kaplan’ın seslendirdiği Ben Anadolu’yum şiirinin ardından Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyelerimizden Yrd. Doç. Dr. Kadir Güler ‘Edebiyatımızda Nevruz’ konulu konuşmasında şunları söyledi: “Türk tarihi içerisinde üç bin yıldır var olan Nevrûz, Orta Asya’dan Anadolu’ya doğru olan yolculuğumuzda başımızın üzerinde taşıdığımız bahar bayramıdır. Nevrûz macerası Selçuklular döneminde Sultân Melikşah tarafından hazırlanan takvimin yılbaşı gününe verilen Nevrûz-ı Sultânî ismiyle başlar. Binlerce yıldır devam eden şifâhi ve bin beş yüz yıllık yazılı edebiyatımız içerisinde Nevrûz’la ilgili değişik kutlamalar yapılmıştır. Bu kutlamalar ve törenler esnasında baksı ve ozanlar, kopuz eşliğinde çeşitli kügler ve şiirler söylemişlerdir. Türk boylarında bahar gelenekleri ve baharın gelişini müjdeleyen şiirler ve türküler çok eskiye dayanır.”

Nevrûzun bayram olarak Anadolu’da ilk kutlandığı yerlerden biri Kütahya’dır

Nevrûzun bayram olarak Anadolu’da ilk kutlandığı yerlerden biri Kütahya’dır diyen Yrd. Doç. Dr. Kadir Güler sözlerini şu şekilde sürdürdü: “14. asrın usta şairi Kütahyalı Şeyhoğlu Mustafa, 1350 yılı civarında yazdığı eserlerinde Nevrûz’dan şöyle bahsetmektedir: “Nevrûz bayramı âşıkların ve rindlerin meclisinde kutlanır. Bu bayramı kutlayanın gündüzü Nevrûz, gecesi Kadir ve Berat kandilidir. 15. asırda Germiyan/Kütahya coğrafyasının yetiştirdiği en büyük Tıp doktoru ve divan şiirinin kurucu şairi olan Şeyhî, Germiyan Beyi II. Yakup Bey için yazdığı kasidesinde Nevrûza saygı ve hürmet göstermekte, bu günleri mutluluk günü olarak gördüğünü ifade etmekte ve bayram olarak nitelemektedir.

Nevrûz uğurlu ve mübarek kabul edilen birlik ve beraberlik günleridir. Bayramlar gönüllere mutluluk veren ve cömertliklerin sergilendiği demlerdir. Nevruz, bu sevince sebep olmaktadır. Nevrûz uğurlu ve mübarek kabul edilen birlik ve beraberlik günleridir. Bayramlar gönüllere mutluluk veren ve cömertliklerin sergilendiği demlerdir. Nevruz, bu sevince sebep olmaktadır.”

Nevrûz, milletimiz arasında asırlardır kutlanan gelenek ve töre bayramlarının Hıdrellezle birlikte en önemli kültür bayramı ve kendi coğrafyamızın bir tür yılbaşı törenidir.

Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören, Nevruz ile ilgili olarak şunları söyledi: “Milletleri millet yapan unsurların başında dil ve din gelmektedir. Örf, gelenek ve töreler de bu unsurlar arasında çok önemli görevler üstlenmiştir. Nevrûz, milletimiz arasında asırlardır kutlanan gelenek ve töre bayramlarının Hıdrellezle birlikte en önemli kültür bayramı ve kendi coğrafyamızın bir tür yılbaşı törenidir. Milletimizin adım attığı her merkezde Nevrûz’a ait bir ize rastlanması, bu bayramın eski bir kültür kodu olarak kabul edildiğini ve en eski Türk bayramlarından biri olarak kutlandığını ortaya koymaktadır.”

Tarihî geleneklerimiz içerisinde üç bin yıldır var olan Nevrûz, Türkistan’dan Anadolu’ya devam eden yolculuğumuzda bizimle yoldaş olmuş töre bayramlarımızdan biridir.

Nevrûz, tabiatın yeniden canlandığı ve bahar muştusunun yaşandığı günlerde kutlanılan millî motiflerle örülü bir töre, bir toy, bir şölendir diyen Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören sözlerini şöyle sürdürdü: “Tarihî geleneklerimiz içerisinde üç bin yıldır var olan Nevrûz, Türkistan’dan Anadolu’ya devam eden yolculuğumuzda bizimle yoldaş olmuş töre bayramlarımızdan biridir. Milletimizin İslamiyet’i kabul etmesinden sonra İslami motifler kazanan Nevrûz kutlamaları, Hazreti Peygamber’in peygamberliğinin başladığı gün, Hazreti Ali’nin doğduğu ve Hazreti Fâtıma’yla evlendiği gün olarak da kabul edilmiştir.

Nevrûz bayramı, bugün sınır tanımayarak çok geniş bir Türk coğrafyasında kutlanmakta ve edebî metinlerde işlenmektedir. Milletimizin köklerinden, kültüründen ve tarihinden kaynaklanan Nevrûz bayramı, her yönüyle bize ait gelenek ve göreneklerle zenginleşmiştir. Yaşadığı her coğrafik alanı etkileyen milletimiz; idrak gücünün, şuurunun ve ruhundaki aksiyonun sağladığı verilerle, öz ve cevherindeki sihir ve cazibeyi asla kaybetmemiş, bünyesine aldığı her yeni unsurla eski kültür dinamiklerini ihtişamlı bir senteze ulaştırmayı başarabilmiştir.”

Nevruzun samimi duygularla kutlanması geleneklerimizin muhafazası açısından önem arz etmektedir

Asırlardır Azer, Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Uygur ve diğer Türk boyları tarafından bir bayram günü olarak kabul edilen Nevruzun samimi duygularla kutlanması geleneklerimizin muhafazası açısından önem arz etmektedir diyen Rektörümüz Prof. Dr. Remzi Gören sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu bayramın Germiyan oğullarından beri Kütahya’da da kutlandığını hatırlayarak şehrimizin birlik ve beraberliğine yapacağı katkıyı unutmadan Nevrûz’u aslına uygun olarak kutlamalıyız. Millî geleneğimizin yarattığı sevgi ortamıyla bir ümit günü olan Nevrûz, bundan sonra da kültürel yapı taşlarımızdan biri olarak kutlanacak, birlik ve beraberliğimize katkı sağlamaya devam edecektir. Ülkemizin her bir koldan, içten ve dıştan kuşatıldığı bu dönemde bizi bir araya getiren Nevrûz günlerini saygı ve sevgiyle kutlamalı, birlik ve beraberliğimize vesile etmeliyiz.”

Kütahya Milletvekili İshak Gazel Nevruzla ilgili şunları dile getirdi: “Baharın gelişini, toprağın yeşerişini simgeleyen, geniş coğrafyalarda kutlanan Nevruz, bereket için şükürdür. Asırlardır bu milletin sevgi ve kardeşlik duygularını yaşatan önemli günlerdendir. Nevruz, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmektedir. Nevruz Bayramı’nı şiddetin gerekçesi sayanlara inat, sevginin evrensel dilini yücelten bir gün olarak kutluyoruz. Nevruz, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden dirilişinin ve yükselişinin müjdeleyicisi olacaktır. Baharın gelişini müjdeleyen bu günün milletimize güzellikler getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.”

Vali Ahmet Hamdi Nayir yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Nevruz; tarihtir, kültürdür, bayramdır. Sevinç içerisinde kutlanılması gereken günlerimizden biridir. Hiçbir bayrama, hiçbir kutlamaya nasip olmayan geniş bir coğrafyayı etkisine almış farklı kültürleri bir araya getirebilmiş ender kutlamalardan biridir ve bize aittir. Bu coğrafyada yaşayan bütün ulusların paylaştığı ortak paydalardan biridir.

Her bayramda olduğu gibi endişeye sebep olmadan sevinci getirmesi lazım, ayrışmaya sebep olmadan birlik beraberliği getirmesi lazım, düşmanlığa sebep olmadan kardeşliği getirmesi lazım. Bizler bu bayramı bu duygularla birlik ve beraberlik duygusu içerisinde sevinç kardeşlik duygusu içerisinde kutlamamız gerekir ki bu bayramlar gerçek manasını bu sefer bu şekilde ifa etsin ve ifade etsin. Uzun bir tarih içerisinden getirdiğimiz bize ait kültürleri yoğurarak oluşturduğumuz bu bayramlar milletimiz için ve coğrafyamız için önemli bir ortak paydadır.

Bereketin peşin bir şükrü olarak kutluyoruz ve ümidimizi perçinleyen geleceğe daha ümitli olarak bakmamamızı sağlayan günler olarak Nevruz’u biliyoruz.

Bizler baharın gelişini peşin bir talebin duanın tesiri olarak nevruzu kutluyoruz. Bereketin peşin bir şükrü olarak kutluyoruz ve ümidimizi perçinleyen geleceğe daha ümitli olarak bakmamamızı sağlayan günler olarak Nevruz’u biliyoruz. Dolayısıyla bizler her sevincimizde olduğu gibi yediden yetmişe bütün dünyayla paylaşacağımız günler olarak bu bayramı da kendi ajandamızda yer almış olarak görüyoruz. Dileğimiz o ki dünyanın ve coğrafyamızın, yakın uzak bütün coğrafyaların,  ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberlikte nevruz da üstüne düşeni yapıp bizleri bir araya getirecek, bizleri mutlu kılacak geleceğe ümitle baktıracak, berekete talebimizi artıracak ve bereketin peşin şükrünü oluşturacak bir gün olması dileğiyle hepinizin nevruzunu kutluyorum."

Protokol konuşmalarının ardından Üniversitemiz Halk Oyunları Topluluğu tarafından halk oyunları sergilendi. Türk kültürünün önemli simgelerinde ‘Demir Döğme’ gerçekleştirildi. Geleneksel Nevruz Ateşi yakıldı. Etkinlik, Nevruz Pilav ikramı ve Öğrenci Toplumluluklarımızın çeşitli gösterileri ile son buldu.